İngiltere'deki üniversitelerin, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinde rolü olan şirketlere yaptığı devasa yatırımlar şok etkisi yarattı. Filistin Dayanışma Kampanyası'nın (PSC) yayımladığı rapor, İngiliz üniversiteleri ile bu şirketler arasında tam 456 milyon sterlinlik bir işbirliği olduğunu gözler önüne serdi.
Bu Para Nereye Gidiyor?
PSC'nin detaylı araştırması, İngiliz üniversitelerinin hangi İsrail destekçisi şirketlere yatırım yaptığını ve bu yatırımların boyutunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu şirketler arasında, Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşimlerin inşasında rol oynayanlar, askeri teçhizat üretenler ve Filistinlilerin temel haklarını ihlal edenler bulunuyor. Söz konusu yatırımların, İsrail'in Filistin'deki işgalini finanse ettiği ve bu işgalin devamlılığına katkı sağladığı belirtiliyor.
Peki, İngiliz üniversiteleri neden bu tür şirketlere yatırım yapıyor? Bu sorunun cevabı karmaşık. Bazı üniversiteler, bu yatırımların etik olmadığını savunarak geri çekilme çağrısında bulunuyor. Ancak, çoğu üniversite, yatırımlarının finansal getirilerini ön planda tutuyor ve etik kaygıları göz ardı ediyor. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkilere neden oluyor ve üniversitelerin itibarını zedeliyor.
Öğrenci Hareketleri ve Tepkiler
Raporun yayımlanmasının ardından İngiliz üniversitelerinde öğrenci hareketleri başladı. Öğrenciler, üniversitelerin bu etik dışı yatırımlarına son vermesini talep ediyor ve Filistin halkıyla dayanışma gösteriyor. Üniversite yönetimleri ise bu taleplere kulak tıkıyor ve yatırımlarını savunmaya devam ediyor. Bu durum, öğrenci protestolarının daha da büyümesine ve yayılmasına neden oluyor.
Öğrenci hareketlerinin yanı sıra, birçok sivil toplum kuruluşu ve insan hakları örgütü de İngiliz üniversitelerinin bu yatırımlarını kınıyor. Bu kuruluşlar, üniversitelerin etik sorumluluklarını yerine getirmesi ve İsrail'in işgaline destek veren şirketlere yatırım yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu Skandalın Sonuçları Ne Olacak?
İngiliz üniversitelerinin İsrail'i destekleyen firmalara yaptığı bu devasa yatırımlar, sadece İngiltere'de değil, uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Bu durum, İsrail'in Filistin'deki işgaline yönelik eleştirilerin artmasına ve uluslararası baskının yoğunlaşmasına neden olabilir. Ayrıca, İngiliz üniversitelerinin itibar kaybına uğramasına ve öğrenci hareketlerinin daha da radikalleşmesine yol açabilir.
Sonuç olarak, İngiliz üniversitelerinin bu tartışmalı yatırımları, hem Filistin halkı için hem de üniversitelerin geleceği için önemli sonuçlar doğurabilir. Bu durumun nasıl sonuçlanacağını ve üniversitelerin bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceğini zaman gösterecek.
