AKP'nin Amok Koşusu: İktidarın Son Hamlesi

AKP'nin son dönemdeki politikaları, bir "Amok koşusu"na benzetiliyor. Bu terim, Endonezya-Malezya kültüründen gelen ve engellenemez bir saldırganlık durumunu ifade ediyor. AKP'nin de benzer bir çaresizlik içinde olduğu ve önüne çıkan her şeyi yıkmaya hazırlandığı iddia ediliyor.

Amok Koşusu Nedir?

Amok koşusu, hedefine ulaşmak için körü körüne ilerleyen, önüne çıkan her engeli yok eden bir durumu tanımlar. Stefan Zweig'in ünlü eseri "Amok Koşucusu"nda da işlenen bu kavram, AKP'nin son dönemdeki politikalarına benzetiliyor. İktidar, muhalefete yönelik sert hamlelerle adeta bir "Amok koşucusu" gibi davranıyor.

Muhalefete Yönelik Hamleler

Son dönemde Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, CHP'ye yönelik kayyım atama girişimleri ve belediye çalışanlarının tutuklanması, AKP'nin bu stratejisinin somut örnekleri olarak gösteriliyor. Bu hamleler, iktidarın kendini koruma refleksiyle hareket ettiğini ve muhalefeti sindirme çabasını ortaya koyuyor.

• Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması: Muhalefetin lider figürlerine yönelik baskılar artıyor.
• CHP'ye kayyım atama girişimi: İktidar, muhalefet partilerini kontrol altına almaya çalışıyor.
• Belediye çalışanlarının tutuklanması: Yerel yönetimler üzerinde baskı kuruluyor.

AKP'nin bu hamleleri, iktidarını koruma adına her türlü yolu denediğini gösteriyor. Ancak bu strateji, uzun vadede siyasi istikrarsızlığa ve toplumsal gerilimlere yol açabilir.

Sonuç olarak, AKP'nin "Amok koşusu" olarak nitelendirilen bu stratejisi, Türkiye siyasetinde derin izler bırakıyor. İktidarın bu çaresiz hamleleri, ülkenin geleceği için ciddi riskler taşıyor.