
Kurbanlık Koyunun Dramı: Çayırda Başlayan Acı Son!
Çayırda başlayan hayatının acı bir sonla bitişini anlatan bu dokunaklı hikaye, bir kurbanlık koyunun gözünden bizlere sunuluyor. Doğduğu andan itibaren yaşadığı ayrıcalıklar, sürüdeki popülerliği ve nihayetinde karşılaştığı kaçınılmaz son, okuyucuyu derinden etkiliyor.
Doğum ve İlk Anılar
Koyun, kırda bayırda, annesiyle birlikte dünyaya gelir. Annesinin şefkati ve sütüyle büyürken, çayırda koşup oynamanın tadını çıkarır. Sahibinin ilgisi ve sevgisiyle şımartılır, sürünün diğer üyelerinden farklı olduğunu hisseder. "Güneş bir başka doğmuş bugün doğum günüm" diyerek dünyaya gelişinin sevincini dile getirir.
Zamanla arkadaşları çoğalır, sahibi ona özel ilgi gösterir. Çayırın en güzel yerlerinde otlar, suyu hep önünde olur. Sahibinin başını okşaması, sırtını sıvazlaması onu mutlu eder. Diğer kuzular onu kıskanır, çünkü o sürünün gözdesidir. Artık çayırı çimeni beğenmez, ayrıcalık ister.
Ayrılık ve Yeni Bir Hayat
Bir gün, sürüye bir pikap yanaşır. Sahibi, onu uzakta gösterir ve pikaba atarlar. Arkadaşlarına veda bile edemeden, bilmediği bir yere doğru götürülür. Köpek biraz koşsa da peşinden, sonra o da bırakır. Koyun yalnız kalır, nereye gittiğini bilmez. "Artık yalnızım bilmiyorum nereye gittiği mi" diyerek çaresizliğini ifade eder.
Pikap durduğunda, heyecanla koşan bir çocuk ona sarılır ve ekmek uzatır. Ancak koyun, yeni ortamına alışamaz. Kömürlükte geçirdiği gece, yünlerini simsiyah yapar ve kibrinden eser kalmaz. Eski arkadaşlarını özler, onlarla birlikte dağlarda olmayı hayal eder.
Hazin Son
Ertesi sabah, çocuğun neşesiz olduğunu fark eder. Tuzlu ekmek uzatır, ama koyunun boğazından geçmez. Aniden, iki kişi onu havaya kaldırır ve yere yatırır. Elinde keskin bir bıçak olan kişi, tekbir getirir. O anda, annesinin sözleri yankılanır kulaklarında: "Bizim için kurbandan kesilmek en iyisi. Duyarsan tekbir sesi, uzat boynunu bu Allah'ın emri."
Koyun, emre uyar ve zorluk çıkarmaz. Gözünün önünden çayır, bayır ve annesi geçer. Tekbir sesiyle birlikte kanı akar ve dünyadaki hayatı sona erer.
Bu hikaye, bir kurbanlık hayvanın yaşadığı duygusal süreçleri ve kaçınılmaz sonunu etkileyici bir şekilde anlatıyor. Doğa, özgürlük ve ölüm temalarını işlerken, okuyucuyu derinden sarsıyor ve düşündürüyor.