19 Nisan 2025 Cumartesi

Zirai Don Vurdu! Köylü İsyan Etti: AFET Bölgesi İlan Edilsin!

Ordu'da yaşanan zirai don felaketi, üretici köylüleri perişan etti. Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra, zirai don olan yerlerin AFET BÖLGESİ ilan edilmesinin bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Sağra, "Holdinglerin vergi borcu silinirken yeni teşvikler sağlanırken üretici köylülerin mağduriyetinin görülmemesi kabul edilemez" diyerek tepkisini dile getirdi.

Don Felaketi Üreticiyi Vurdu

Sendika üyeleriyle yapılan toplantıda fındık politikalarının değerlendirilmesi yanında zirai don nedeniyle yaşanan mağduriyet masaya yatırıldı. Toplantı sonrası yapılan basın açıklamasında zirai don olan yerlerin AFET BÖLGESİ ilan edilmesi talep edildi. Zekayi Sağra'nın açıklamaları şu şekilde:

"Geçtiğimiz hafta yaşanan zirai don felaketinin sonuçları bu hafta daha belirgin hale geldi. Ülke genelinde don felaketi nedeniyle çeşitli ürünlerimiz zarar görürken Ordu'da da başta fındık ve kivi zarar gördü. Fındık yapraklanıp filiz vermeye başladığı süreçte yağan kar sonrası don felaketiyle karşı karşıya kaldık. Ordu'da özellikle 250 metre sonrası yükseklerde dondan kaynaklı zarar çok fazla. Yaşanan her felaket sonrası genelde aynı cümleler kurulmakta ve 'çiftçilere destek olunmalı', 'çiftçilerin zararları karşılanmalı' denilmektedir. Afet yaşanan bölgelerde yapılan resmi ziyaretlerde ise 'çiftçilerimizin yanındayız gereken yapılacaktır' denilmektedir. Çiftçilere destek olunmalı ama nasıl? Bakanlık, çiftçilerin yanında nasıl olacaklarının yanıtını vermemektedir."

2090 Sayılı Afet Yasası Değiştirilmeli

Sağra, iktidara seslenerek, "Çiftçilerin yanındayız diyen iktidar ve bakanlık öncelikle zirai don yaşanan bölgenin 'afet bölgesi' ilan edilmesini sağlamalıdır" dedi. Ancak mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekerek, 2090 sayılı Afet Yasası'nın değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

"2090 sayılı 'Tabi Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun' afetlerden zarar gören çiftçilere yardım etmek üzere değil etmemek üzere hazırlanmış bir kanundur. Çünkü, bu kanunun 2. maddesi yardımların yapılabilmesini 'ürünlerinin, canlı-cansız üretim araçlarının ve tesislerinin değer itibariyle en az % 40 oranında zarar görmesi şartına bağlamaktadır. Meyve ağaçları, seralar ve bitkilerinin donması yetmiyor, hayvanından tarım alet ve makinaları ve tesislerinin de toplam olarak zarar görmesi şartı aranmaktadır. Hal böyle olunca afet bölgesi ilan edilse bile yardım alma olanağı imkansızlaşırken, herkese yeni kredilerle borçlanma dayatılmaktadır. Yaşanan bu zirai don felaketi nedeniyle bir kez daha 2090 sayılı bu kanunun çiftçinin toplam mal varlığının en az % 40 zarar görme şartının kaldırılması çağrısı yapıyoruz."

Borçlar Silinmeli, Maddi Destek Sağlanmalı

Üretici köylünün içinde bulunduğu zor duruma dikkat çeken Sağra, borçların ertelenmesinin çözüm olmadığını, bu yılki taksitlerin tamamen silinmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, ücretsiz girdi desteği ve nakdi yardımın önemine vurgu yaptı.

"Pek çok üretici köylü, yaşanan zirai don nedeniyle bu yıl ürün alamayacak duruma gelmiştir. Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat bankasına olan borçlarının ertelenmesinin bir anlamı yok. Üretici köylülerin borçlarını ertelemek değil bu yılki taksitlerini tamamen silmek gereklidir. Sermayenin vergilerini bir gecede silip ek kredi destekleri sunan iktidar yüz binlerce üretici köylünün don felaketi nedeniyle yaşadığı felaketi telafi etmek için bir an önce 2090 sayılı afet yasasında üretici köylüler lehine değişiklik yaparak zirai don yaşanan bölgeleri AFET BÖLGESİ ilan etmelidir. Üretici köylülere destek olunmalı ve ek kredi verilmeli demenin de üretici köylüler açısından bir anlamı yoktur. Üretici köylülerin yanında olmak ve desteklemek demek onların bu felaketten çıkmaları için ücretsiz girdi desteği sağlanması ve yaşamını devam ettirebilmesi için nakdi destek verilmesi demektir."

Tüm Köy Sen, üreticilerin hakları için mücadeleye devam edeceğini ve köylüleri sendikalarında örgütlenmeye çağırdı. Yaşanan bu felaket, tarım sektörünün ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Üreticilerin mağduriyetinin giderilmesi ve sürdürülebilir tarım politikalarının oluşturulması için acil adımlar atılması gerekiyor.

İlgili Haberler