ABD Başkanı Donald Trump, İran'a yönelik sert söylemlerinin ardından şaşırtıcı bir adım atarak Tahran'a doğrudan görüşme çağrısında bulundu. Nükleer silah geliştirme iddiaları nedeniyle uzun süredir gerilim yaşayan iki ülke arasında bu çağrı, yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi?
Trump'tan Şaşırtan Hamle: Doğrudan Görüşme Çağrısı
Trump, İran'ın nükleer programı konusunda anlaşmaya varmaları için Tahran'a iki aylık bir süre tanıdığını açıkladı. Bu süre zarfında doğrudan görüşmelerin daha verimli olacağını savunan Trump, "Bence doğrudan görüşmek daha iyi olur. Böylece süreç daha hızlı ilerler ve diğer tarafı aracı olmadan daha iyi anlarsınız" dedi.
Ancak, İran'dan bu çağrıya henüz olumlu bir yanıt gelmedi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, "İslam Cumhuriyeti'ne yönelik yaklaşım değişmeden" ABD ile doğrudan görüşme olmayacağını belirtmişti. Bu durum, Trump'ın çağrısının ne kadar karşılık bulacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Nükleer Anlaşma Krizi ve Yaptırımlar
Trump'ın başkanlık döneminde, ABD ile İran arasındaki ilişkilerde önemli bir kırılma yaşandı. Trump, selefi Barack Obama tarafından 2015'te imzalanan nükleer anlaşmayı iptal ederek İran'a ağır yaptırımlar uygulamaya başladı. Bu anlaşma, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlaması karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu.
Bu kararın ardından İran, nükleer programına yeniden ağırlık vermeye başladı. Bu durum, Batılı ülkeler ve özellikle ABD ile İran arasındaki gerilimi tırmandırdı. Trump'ın son görüşme çağrısı, bu gerilimi azaltmaya yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir.
Bölgesel Gerilimler ve İsrail'in Rolü
Trump'ın görüşme çağrısı, İsrail'in Ekim 2023’te Hamas ve Lübnan’daki Hizbullah gibi İran’ın bölgedeki iki önemli müttefikine ağır darbeler indirmesinden sonra, İran’ın zayıf bir dönemine denk geliyor. Bu durum, İran'ın müzakere masasına oturma konusunda daha istekli olabileceği yorumlarına neden oluyor.
Ancak, İran'ın bölgedeki müttefiklerine yönelik saldırılar ve ABD'nin yaptırımları, Tahran'ın müzakere pozisyonunu zorlaştırabilir. Bu nedenle, Trump'ın çağrısının ne kadar etkili olacağı belirsizliğini koruyor.
Sonuç: Gerilim Azalacak mı, Yoksa Artacak mı?
Trump'ın İran'a yönelik doğrudan görüşme çağrısı, bölgedeki gerilimi azaltmaya yönelik önemli bir adım olabilir. Ancak, İran'ın bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve müzakerelerin hangi şartlarda başlayacağı henüz belirsiz. Eğer taraflar arasında bir uzlaşı sağlanamazsa, bölgedeki gerilimin daha da tırmanması kaçınılmaz olabilir. Özellikle nükleer silah geliştirme konusundaki anlaşmazlık, ABD ve İran arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecek.