Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot'un yaptığı son açıklama, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Barrot, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, askeri bir çatışmanın "neredeyse kaçınılmaz" olacağını belirtti. Bu açıklama, bölgedeki gerginliği tırmandırırken, olası bir savaş senaryosunu da gündeme getirdi.
İran Nükleer Programı: Müzakereler Neden Tıkandı?
İran'ın nükleer programı, uzun yıllardır uluslararası toplumun gündeminde yer alıyor. Batılı ülkeler, İran'ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığından şüphelenirken, İran ise nükleer faaliyetlerinin tamamen barışçıl amaçlara yönelik olduğunu savunuyor. 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşması, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlaması karşılığında yaptırımların hafifletilmesini öngörüyordu. Ancak, ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla, müzakereler çıkmaza girdi.
Müzakerelerin tıkanmasında birçok faktör etkili oldu. Bunlardan bazıları şunlardır:
- İran'ın nükleer programındaki ilerlemeler: İran, anlaşmanın askıya alınmasının ardından nükleer faaliyetlerini hızlandırdı ve uranyum zenginleştirme oranını artırdı.
- ABD'nin yaptırımları: ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlar, İran ekonomisini olumsuz etkiledi ve müzakere pozisyonunu zayıflattı.
- Bölgesel gerilimler: Ortadoğu'daki siyasi ve askeri gerilimler, müzakerelerin ilerlemesini zorlaştırdı.
Fransa'nın Rolü ve Endişeleri
Fransa, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için diplomatik çabalarını sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Barrot, "Güvenimiz ve kararlılığımız sağlam duruyor. İran asla nükleer silah edinmemeli" dedi. Fransa, İran'ın nükleer programını doğrulanabilir ve kalıcı bir şekilde sınırlayacak bir anlaşmaya ulaşılmasını öncelikli hedef olarak görüyor. Ancak, müzakerelerin başarısız olması durumunda, askeri bir çatışmanın kaçınılmaz olabileceği endişesini taşıyor.
Fransa'nın bu konudaki endişeleri şu şekilde sıralanabilir:
- Bölgesel istikrarsızlık: Olası bir askeri çatışma, Ortadoğu'da büyük bir istikrarsızlığa yol açabilir ve yeni savaşların fitilini ateşleyebilir.
- Nükleer silahlanma yarışı: İran'ın nükleer silah edinmesi, bölgedeki diğer ülkeleri de nükleer silahlanmaya teşvik edebilir.
- Küresel güvenlik tehdidi: Nükleer silahların yayılması, küresel güvenliği ciddi şekilde tehdit edebilir.
Fransa, ayrıca İran'da tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşıyla ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) başvuracağını duyurdu. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, İran'ın nükleer programı ve olası bir askeri çatışma senaryosu, uluslararası toplum için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Fransa'nın uyarıları, bu tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Diplomatik çabaların yoğunlaştırılması ve bölgedeki gerginliğin azaltılması, olası bir felaketin önlenmesi için hayati önem taşıyor.