ABD Adalet Bakanlığı'nın (DOJ) Google'a karşı açtığı antitröst davası, dijital dünyada yankı uyandırıyor. Şirketin "internet arama tekeli" oluşturduğu iddiasıyla açılan dava, sadece Google'ın geleceğini değil, Türkiye'deki rekabet düzenlemeleri de dahil olmak üzere küresel dijital platformların geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak görülüyor. Peki, bu dava ne anlama geliyor ve sonuçları neler olabilir?
Google Davası: Bir Dönüm Noktası mı?
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Köksal, davanın önemini vurgulayarak, "Kısacası, dava bir para cezası davası olmaktan öte, bir büyük teknoloji şirketinin parçalanıp parçalanmayacağı tartışmasının somut test alanı haline gelmiş durumda" ifadelerini kullanıyor. DOJ'un talep ettiği önlemler arasında, arama verisinin rakip şirketlere lisanslanması gibi sektörü doğrudan etkileyecek adımlar da bulunuyor. Google ise davayı "davranışsal taahhüt + ceza" çözümüyle kapatma önerisinde bulunmuştu.
Köksal, DOJ'un bu yaklaşımı yetersiz bularak "yapısal çözüm" seçeneğini gündeme taşıdığını belirtiyor. Bu kapsamda, Google'ın Chrome tarayıcısını elden çıkarması gibi radikal adımlar masada. "Böl-parçala" reçetesinin Amerikan antitröst tarihinde nadir görülen bir uygulama olduğunu belirten Köksal, Standard Oil ve AT&T davalarını örnek gösteriyor. Bu tür müdahalelerin pazarda olumlu etkiler yaratabileceğini vurgulayan Köksal, "Uzak ihtimal olsa bile, masada ciddi biçimde tartışılması tek başına caydırıcılık yaratıyor" değerlendirmesini yapıyor.
Türkiye'deki Düzenlemeler Hız Kazanabilir mi?
Türkiye'de de Google'a yönelik çeşitli soruşturmaların yürütüldüğünü ve cezai yaptırımlar uygulandığını hatırlatan Köksal, geleneksel rekabet hukuku araçlarının dijital pazarlarda etkisini yitirmeye başladığını ifade ediyor. Avrupa Birliği'nde yürürlüğe giren "Dijital Piyasalar Yasası"nın Türkiye'deki düzenleme sürecine ilham verdiğini belirten Köksal, "Yaklaşık iki yıldır hazırlıkları süren ve 'önemli pazar gücüne sahip' platformları hedefleyen Rekabet Kanunu değişikliğinin yakın zamanda yasalaşması bekleniyor" diyor.
ABD mahkemesinin vereceği kararın Türkiye'deki yasa değişikliğinin Meclis gündemine alınmasını hızlandırabileceğine işaret eden Köksal, sözlerini şöyle tamamlıyor:
Bu zamanlama, Meclis görüşmelerinde ABD'deki taze kararın referans alınmasına ve düzenleme taslağının bu doğrultuda şekillendirilmesine de olanak sağlayabilir. ABD mahkemesinin tercih edeceği çözüm modeli ister davranışsal ister yapısal olsun Türkiye'deki düzenlemenin yasal çerçevesini doğrudan değiştirmese de uygulama aşamasında çıkarılacak ikincil mevzuatı ve düzenlemenin kapsamını şekillendirmesi kaçınılmaz görünüyor.
Google davasının sonucu, sadece şirketin değil, tüm dijital ekosistemin geleceğini etkileyecek. Mahkemenin vereceği karar, dijital pazarlarda rekabet hukukunun gelecekteki yönünü belirleyecek ve Türkiye'deki düzenlemeler üzerinde de önemli bir etkiye sahip olacak. Bu dava, dijital dünyada yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.