ABD Başkanı Donald Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) üzerindeki faiz indirimi baskısını artırarak, Fed'i ülkeye "servet" kaybettirmekle suçladı. Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla Fed Başkanı Jerome Powell'ı hedef alarak, Avrupa'nın defalarca faiz indirimine gitmesine rağmen ABD'nin bu konuda geri kalmasını eleştirdi.

Trump'tan Sert Eleştiriler

Trump, Fed'in faiz politikalarını sert bir dille eleştirerek, Avrupa'nın son dönemde 10 kez faiz indirimi yaptığını ve bu durumun ABD ekonomisi için dezavantaj yarattığını savundu. Trump, "Avrupa 10 kez faiz indirdi. Biz ise hiçbir şey yapmadık. Ona (Powell)..." şeklinde ifadeler kullanarak, Fed'in bağımsızlığına yönelik eleştirilerini sürdürdü.

Trump'ın bu açıklamaları, Fed'in bağımsızlığına müdahale olarak yorumlanırken, piyasalarda da belirsizliğe neden oldu. Uzmanlar, Trump'ın sürekli olarak faiz indirimi çağrısında bulunmasının, Fed'in karar alma süreçlerini etkileyebileceği ve bu durumun uzun vadede ABD ekonomisi için risk oluşturabileceği konusunda uyarıyor.

Faiz İndiriminin Olası Etkileri

Fed'in faiz indirimine gitmesi durumunda, ABD ekonomisinde kısa vadede canlanma yaşanması bekleniyor. Ancak, faiz indiriminin enflasyonu artırabileceği ve uzun vadede ekonomik istikrarsızlığa yol açabileceği de belirtiliyor.

• Düşük Faiz Oranları: Yatırımları teşvik edebilir.
• Enflasyon Riski: Artan talep, fiyatları yükseltebilir.
• Doların Değeri: Faiz indirimleri doların değerini düşürebilir.

Ekonomik Baskılar ve Seçimler

Trump'ın Fed'e yönelik bu baskısı, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde ekonomik büyümeyi hızlandırma çabası olarak değerlendiriliyor. Trump, ekonomik başarıyı seçim kampanyasının temel unsurlarından biri olarak kullanırken, Fed'in faiz politikalarının bu başarıyı engellediğini savunuyor. Ancak, uzmanlar, kısa vadeli politikaların uzun vadeli ekonomik istikrarı tehlikeye atabileceği konusunda uyarıyor.

Trump'ın Fed'e yönelik faiz indirimi çağrıları, ABD ekonomisi ve küresel piyasalar üzerinde önemli etkiler yaratmaya devam ediyor. Fed'in bu baskılara ne kadar dayanabileceği ve bağımsız karar alma yetkisini koruyup koruyamayacağı, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek konuların başında geliyor.