Sibel K. Türker, "Cennette Gibiyim" adlı romanıyla 2025 Duygu Asena Roman Ödülü'ne layık görüldü. Daha önce de aynı ödülü alan yazarın, edebiyat ve ekonomi arasındaki bağlantıya dair açıklamaları dikkat çekti. Roman, kadın cinayetinin gölgesinde büyüyen bir kadının hikayesini anlatıyor.

"Cennette Gibiyim" Romanı Ödülle Taçlandırıldı

Doğan Kitap tarafından Duygu Asena'nın fikirlerini yaşatmak amacıyla düzenlenen Duygu Asena Roman Ödülü, bu yıl Sibel K. Türker'in "Cennette Gibiyim" romanına verildi. Roman, kadın cinayetlerinin yarattığı travmayı ve sevgi arayışını etkileyici bir dille işliyor. Yazar, ödül töreninde yaptığı konuşmada, edebiyatın toplumsal sorunlara dikkat çekmedeki önemine vurgu yaptı.

Sibel K. Türker, ödül almasının ardından yaptığı açıklamada, "Bir bu kadar daha yazacaktım ama edebiyatta ekonomiyi seviyorum," diyerek edebiyatın ekonomik boyutuna dikkat çekti. Bu sözler, edebiyat dünyasında farklı yorumlara yol açtı. Bazıları yazarın yaratıcılığını ekonomik kaygılarla sınırlamadığını düşünürken, bazıları da günümüz yayıncılık sektöründeki zorluklara gönderme yaptığını ifade etti.

Romanın konusu, kadın cinayetlerinin gölgesinde büyüyen ve sevmekten korkan Temenni adlı bir kadının yaşamını ele alıyor. Temenni, bir yandan sevilmek isterken, diğer yandan da yaşadığı travmaların etkisiyle ilişkilere mesafeli duruyor. Yazar, bu karakter aracılığıyla kadına yönelik şiddetin bireysel ve toplumsal etkilerini derinlemesine inceliyor.

Kadına Şiddete Karşı Dayanışma Çağrısı

Sibel K. Türker, kadına şiddet konusunda yaptığı açıklamalarla da dikkat çekti. "Dayanışma kaçınılmaz. Çıta yükseltmemiz lazım. Yoksa savruluyoruz, tenhada kıstırılıyoruz, katlediliyoruz. Bu bir sınavsa sınıfı geçebilmemiz lazım," diyen yazar, kadınların birbirine destek olmasının ve şiddete karşı birlikte mücadele etmesinin önemini vurguladı. Türker, ayrıca toplumun kadına yönelik şiddet konusunda daha bilinçli olması ve bu konuda eğitimlerin artırılması gerektiğini belirtti.

Kadına şiddet, günümüzde hala çözülememiş önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde her üç kadından biri hayatının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Türkiye'de ise bu oran daha da yüksek. Kadın cinayetleri, taciz, tecavüz gibi vakalar, toplumun her kesiminde derin üzüntü ve öfkeye neden oluyor.

"Çok Sevdim" Bahanesiyle İşlenen Cinayetler

Sibel K. Türker, romanında "çok sevdim" bahanesiyle işlenen kadın cinayetlerini de ele alıyor. Yazar, bu tür cinayetlerin aslında sevgiyle hiçbir ilgisi olmadığını, aksine saplantı, kıskançlık ve kontrol dürtüsüyle işlendiğini vurguluyor. "Sevgi, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü gerektirir. Bir insanı sevdiğini iddia edip ona zarar vermek, sevginin en büyük düşmanıdır," diyen Türker, bu tür cinayetlerin cezasız kalmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

• Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için eğitim şart
• Toplumsal farkındalık artırılmalı
• Şiddet mağdurlarına destek mekanizmaları güçlendirilmeli
• Yasal düzenlemeler etkin bir şekilde uygulanmalı

Sibel K. Türker'in "Cennette Gibiyim" romanı, kadına şiddet konusuna duyarlılıkla yaklaşan ve bu konuda farkındalık yaratmayı amaçlayan önemli bir eser. Roman, sadece edebi değeriyle değil, aynı zamanda toplumsal mesajıyla da dikkat çekiyor. Yazarın edebiyat ve ekonomi arasındaki ilişkiye dair açıklamaları ise edebiyat dünyasında uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Sibel K. Türker'in Duygu Asena Roman Ödülü'nü alması, kadına şiddet konusuna dikkat çekilmesi açısından önemli bir fırsat yarattı. Yazarın romanı ve açıklamaları, toplumda bu konuda daha fazla farkındalık oluşmasına katkı sağlayacaktır. Kadınların birbirine destek olarak ve şiddete karşı birlikte mücadele ederek bu sorunun üstesinden gelinebileceği umudu güçleniyor.