İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökçe, tutukluluğunun devam etmesi ve hakkında yürütülen soruşturmaya dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Gökçe, yaptığı paylaşımda, "Tutuklama talep edecek ya da karar verecek hakim ve savcıların eğitiminin bir parçası olarak 10-15 gün tutuklu kalmaları gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Gökçe'nin bu sözleri büyük yankı uyandırdı.

"Şipşak Duruşma" Eleştirisi

Gökçe, 18 Nisan'da yapılan tutukluluk incelemesine de değinerek, duruşmanın yaklaşık 2-3 dakika sürdüğünü ve ilk tutuklama kararına benzer şekilde, hakim beyin kendisini dinlemekten ziyade başka işlerle uğraştığını belirtti. "Bitti mi?" sorusunun ardından anında "tutukluluk halinin devamına" karar verildiğini aktaran Gökçe, usulen bir SEGBİS duruşması yapıldığını, avukatlarının dahi olmadığını ve rolünü "uzaktan" oynamak zorunda kaldığını ifade etti.

Gökçe'den Tartışma Yaratacak Öneri

Gökçe'nin en çok dikkat çeken açıklaması ise hakim ve savcıların tutukluluk deneyimi yaşaması gerektiği yönündeki önerisi oldu. Gökçe, cezaevini bir nebze olsun deneyimlemenin, hakim ve savcılara "öyle herkese kolayca 'tutuklanmasına' diyemeyecekleri bir vicdan verebileceğini" savundu. Bu öneri, hukuk çevrelerinde geniş tartışmalara yol açtı.

Gökçe'nin paylaşımında yer alan diğer önemli noktalar ise şu şekilde:

• Tutukluluğun istisnai bir adli tedbir olması gerektiği
• Özgürlüğün kısıtlanması kararının zorunlu olmadıkça verilmemesi gerektiği
• Hele siyasal biçimde yaşanan, algılanan mevzular ve toplumsal olaylarda daha dikkatli olunması gerektiği
• Gencecik kardeşlerimizin "tutuklanmalarına" hükmeden zihniyetin de ana-baba olmak ve özgürlükten yoksun olmayı biraz anlaması gerektiği

Sonuç

Buğra Gökçe'nin tutukluluk süreci ve cezaevi koşullarına dair yaptığı açıklamalar, Türkiye'deki hukuk sisteminin işleyişi ve tutukluluk uygulamaları hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Özellikle hakim ve savcıların tutukluluk deneyimi yaşaması gerektiği yönündeki önerisi, tartışmaları alevlendirecek gibi görünüyor. Gökçe'nin bu açıklamaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, hukukçular ve siyasetçiler tarafından farklı yorumlara neden oldu. Bu tartışmaların, Türkiye'deki adalet sisteminin daha şeffaf ve adil bir hale gelmesine katkı sağlaması umulmaktadır.