Sağlık-Sen tarafından yapılan son araştırma, 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nin karşı karşıya kaldığı büyük bir sorunu gözler önüne seriyor: Asılsız ve gereksiz çağrılar. Araştırmaya göre, 112'ye gelen her dört çağrıdan biri, gerçek bir acil durum teşkil etmiyor. Bu durum, hem acil sağlık hizmetlerinin etkinliğini azaltıyor hem de gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşılmasını geciktiriyor.
Araştırma Sonuçları Ne Diyor?
Sağlık-Sen'in "112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalışanlarının Çalışma Şartları Saha Araştırması"na 1364 çalışan katıldı. Bu çalışanlar, istasyonlardan ve komuta kontrol merkezlerinden seçildi. Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, komuta kontrol merkezlerinde çalışanların %53,1'inin gelen aramaların %25'inden fazlasının asılsız veya acil olmayan nitelikte olduğunu belirtmesi oldu. Bu da demek oluyor ki, 112 hattı gereksiz yere meşgul ediliyor.
Asılsız Çağrıların Sonuçları Neler?
Asılsız çağrıların 112 acil servis üzerindeki olumsuz etkileri saymakla bitmiyor:
- Gerçek acil durumdaki hastaların yardım almasını geciktiriyor.
- Acil servis çalışanlarının moralini bozuyor ve motivasyonunu düşürüyor.
- Kaynakların (ambulans, personel vb.) gereksiz yere meşgul edilmesine neden oluyor.
- Maliyetleri artırıyor.
Peki Ne Yapmalı?
Bu sorunun çözümü için farkındalık yaratmak ve toplumu bilinçlendirmek büyük önem taşıyor. 112'nin sadece gerçek acil durumlar için aranması gerektiği, gereksiz aramaların hayati tehlike oluşturabileceği sürekli vurgulanmalı. Ayrıca, asılsız çağrı yapanlara yönelik caydırıcı cezalar uygulanması da düşünülebilir.
112 acil hattının gereksiz yere meşgul edilmesi, sadece sağlık sistemini değil, tüm toplumu olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, her bireyin bu konuda duyarlı olması ve 112'yi sadece gerçek acil durumlarda araması büyük önem taşımaktadır. Unutmayalım ki, gereksiz bir arama, bir başkasının hayatına mal olabilir.