
Türkiye'de Kadın Sığınma Evleri Alarm Veriyor! İşte Acı Gerçek
Türkiye'de kadına yönelik şiddet olayları artarken, kadın sığınmaevlerinin yetersizliği büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'nin hazırladığı rapor, bu konuda çarpıcı veriler sunuyor. Rapora göre, Türkiye'de her 100 bin kadına düşen sığınmaevi yatağı sayısı sadece 8. Bu durum, şiddet gören kadınların korunması konusunda ciddi bir yetersizlik olduğunu gösteriyor.
Kadın Sığınmaevleri Yetersizliği: Avrupa ile Kıyaslama
Türkiye'deki kadın sığınmaevi kapasitesi, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça düşük seviyede. İlgezdi, Avrupa'daki durumu şu sözlerle ifade ediyor: "WAVE 2022 verilerine göre Norveç’te her 100 bin kadına 34, Almanya'da 30, Fransa’da 26, İspanya'da ise 23 yatak düşmektedir. Türkiye'de ise bu oran yalnızca 8’dir. Bu rakamlar, sadece istatistik değil; devletin kadınlara sunduğu koruma kapasitesinin doğrudan göstergesidir." Bu veriler, Türkiye'nin kadınları koruma konusunda Avrupa'nın gerisinde kaldığını açıkça ortaya koyuyor.
Kadın Cinayetlerindeki Artış Korkutuyor
Kadın sığınmaevlerinin yetersizliğiyle birlikte, kadın cinayetlerindeki artış da endişe verici bir tablo çiziyor. Anıt Sayaç verilerine göre, 2014-2024 yılları arasında Türkiye'de 4 bin 62 kadın cinayeti işlendi. Yıllık verilere bakıldığında, 2014'te 294 olan kadın cinayeti sayısı, 2024'te 440'a yükselerek yüzde 49'luk bir artış gösterdi. Bu durum, kadınların hayatlarının güvende olmadığını ve şiddetin giderek arttığını gözler önüne seriyor.
Çözüm Ne Olmalı?
Bu vahim tablo karşısında, kadınların korunması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. İlgezdi'nin de vurguladığı gibi, bu durum sadece bir sosyal politika tercihi değil, aynı zamanda anayasal ve insani bir gerekliliktir. Kadın sığınmaevlerinin sayısının artırılması, şiddetle mücadele mekanizmalarının güçlendirilmesi ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için acil adımlar atılması gerekmektedir. Bu konuda atılması gereken bazı adımlar şunlardır:
- Kadın sığınmaevlerinin sayısı ve kapasitesi artırılmalı.
- Şiddet gören kadınlara yönelik destek mekanizmaları güçlendirilmeli.
- Kadın cinayetlerinin önlenmesi için caydırıcı cezalar uygulanmalı.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık çalışmaları yapılmalı.
Türkiye'de kadınların güvenli bir şekilde yaşayabilmesi için, devletin ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliği yapması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu kara tablo daha da karanlık bir hal alabilir.