Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Rusya'ya yapacağı ziyaret, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. Ukrayna savaşının devam ettiği ve Batı ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde gerçekleşecek bu ziyaret, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ziyaretin zamanlaması ve içeriği, gelecekteki küresel güç dengeleri açısından önemli ipuçları sunabilir.

Ziyaretin Tarihi ve Önemi

Çin Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre, Şi Cinping 7-10 Mayıs tarihleri arasında Rusya'yı ziyaret edecek. Bu ziyaret, İkinci Dünya Savaşı'nın bitişinin 80. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenecek Zafer Günü kutlamalarına denk geliyor. Kremlin'den yapılan açıklamada ise, Şi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in davetiyle Moskova'yı ziyaret edeceği ve iki liderin "kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşim ilişkisinin" ilerletilmesine yönelik görüş alışverişinde bulunacağı belirtildi.

Bu ziyaret, Şi Cinping'in Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya'ya yaptığı üçüncü ziyaret olacak. Daha önce Mart 2023'te ve Ekim 2024'te Rusya'yı ziyaret eden Şi, bu ziyaretlerle iki ülke arasındaki yakın ilişkilere vurgu yapıyor. Ziyaretin zamanlaması, Rusya'da faşizmin yenilgisinin yıldönümü olarak kutlanan 7 Mayıs'a denk gelmesi, sembolik bir anlam taşıyor.

İki Liderin Gündeminde Neler Var?

Ziyaret sırasında iki liderin, ikili ilişkilerin yanı sıra uluslararası ve bölgesel konuları ele alması bekleniyor. Özellikle Ukrayna savaşı, ticaret, enerji ve güvenlik gibi alanlarda işbirliğinin artırılması konularının gündemde olması bekleniyor. Ayrıca, iki ülke arasındaki ikili anlaşmaların da imzalanması planlanıyor.

İki ülke liderleri, bu yıl İkinci Dünya Savaşı'nın bitişinin 80. yıl dönümü vesilesiyle karşılıklı ziyaretlerde bulunacak. Şi'nin Rusya'daki Zafer Günü kutlamalarına katılmasının ardından, Putin'in de eylülde Çin'de düzenlenecek törenlere katılması bekleniyor. Bu karşılıklı ziyaretler, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Batı'ya Karşı Ortak Duruş mu?

Çin ve Rusya, son yıllarda Batı ile ilişkilerinde yaşadıkları gerginlikler nedeniyle birbirlerine daha da yakınlaştılar. Özellikle ABD ile jeopolitik rekabetin ve Asya-Pasifik'teki cepheleşmelerin arttığı bir dönemde, Çin, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Batı karşısında benzer meydan okumalarla karşı karşıya bulunan Rusya ile yakınlaşma siyaseti izliyor.

Pekin ve Moskova, ikili ilişkilerini, "yeni dönemde kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığı" olarak tanımlıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan iki ülke, ABD ve Batılı müttefiklerinin ağırlığına karşı küresel sorunlarda çoğu zaman birbirini destekleyen politika tercihlerini ortaya koyuyor.

İki ülke, kuruluşuna öncülük ettikleri Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS gibi çok taraflı platformlarda da işbirliğini sürdürüyor. Bu platformlar, Çin ve Rusya'nın küresel arenadaki etkisini artırmasına ve Batı'ya karşı alternatif bir güç merkezi oluşturmasına yardımcı oluyor.

Ziyaretin Olası Etkileri

Şi Cinping'in Rusya ziyareti, uluslararası ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu ziyaret, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı daha da güçlendirebilir ve Batı'ya karşı ortak bir duruş sergilenmesine yol açabilir. Ancak, bu durum, Batı ile Çin ve Rusya arasındaki gerginliği daha da artırabilir ve yeni bir soğuk savaş döneminin başlamasına neden olabilir.

Ziyaretin, Ukrayna savaşına etkisi de merak konusu. Çin'in Rusya'ya verdiği destek, savaşın seyrini etkileyebilir ve Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımların etkisini azaltabilir. Ancak, Çin'in bu konuda dikkatli davranması ve uluslararası hukuka uygun hareket etmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, Şi Cinping'in Rusya ziyareti, küresel güç dengeleri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu ziyaretin, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olup olmayacağını zaman gösterecek.