Dünya genelindeki merkez bankalarının altın alım çılgınlığı, finans piyasalarında dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor. Artan belirsizlikler ve küresel riskler, güvenli liman arayışını tetiklerken, altın geleneksel değerini koruma özelliğiyle merkez bankalarının gözdesi haline geldi. Peki, bu altın alım çılgınlığının ardındaki sebepler neler?

Altın Alımının Arkasındaki Nedenler

Uzmanlar, merkez bankalarının altın alımını sadece piyasa zamanlamasıyla açıklamanın yetersiz olduğunu belirtiyor. Jeopolitik gerilimler, yükselen enflasyon ve itibari para birimlerine olan güvenin azalması, merkez bankalarını fiziksel varlıklara yöneltiyor. Hindistan Merkez Bankası örneği, bu değişimin somut bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Birkaç yıl önce rezervlerinin %6'sını oluşturan altın, bugün %12-13'e kadar yükseldi.

• Jeopolitik riskler
• Enflasyon baskısı
• Para birimlerine güvensizlik

Bu devasa altın birikimi, tek bir endişeden değil, küresel risklerin bir araya gelmesine verilen bir tepki olarak ortaya çıkıyor. Ukrayna savaşının ardından Rusya'nın döviz rezervlerinin dondurulması, Batı para birimlerinde varlık tutmanın kırılganlığını gözler önüne serdi. Yaptırımların yaygınlaşmasıyla birlikte, altının hacizlere karşı dayanıklı bir varlık olarak cazibesi arttı.

Altının Güvenli Liman Özelliği

Gelişmiş ekonomilerdeki enflasyon, kur oynaklığı ve artan borç seviyeleri, geleneksel güvenli limanlara olan inancı zayıflatıyor. Altın ise, hiçbir hükümetin veya bankanın ödeme gücüne bağlı olmaması nedeniyle karşı taraf riski taşımıyor. Dijital finansal sistemin dışında varlığını sürdüren altın, değerini yüzyıllar boyunca koruyabiliyor.

Bir servet danışmanı olan Chakravarthy V, "Merkez bankaları artık yılda 1.000 tonun üzerinde altın satın alıyor. Bu, küresel olarak çıkarılan her 3 külçe altının 1'inden fazlası demek. Bu sadece bir trend değil, bir sinyal." diyor.

Altın, Finansal İstikrarın Yeni Anahtarı mı?

ABD dolarına olan bağımlılığı azaltmak ve finansal istikrarsızlığa karşı korunmak isteyen ülkeler için altın, benzersiz bir güvenlik sunuyor. Hiçbir tahvil veya para biriminin karşılayamayacağı bu güvenlik, altını merkez bankaları için vazgeçilmez kılıyor. Altın, küresel ekonomideki belirsizliklerin arttığı dönemlerde güvenilir bir liman olarak öne çıkmaya devam ediyor.

Ülkelerin altın rezervlerini artırması, küresel finans sisteminde önemli değişikliklere işaret ediyor. Altının bu yükselişi, gelecekte para politikaları ve uluslararası ticaret üzerinde de etkili olabilir.