Mahfi Eğilmez'den Altın Yorumu: Fiyatlar Neden Düşmüyor?
Politika

Mahfi Eğilmez'den Altın Yorumu: Fiyatlar Neden Düşmüyor?


30 May 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 01 June 2025

Ekonomist Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda yayınladığı yazısında altın fiyatlarını ve altına olan talebi etkileyen faktörleri analiz etti. "Risk Artarsa Altın Fiyatı da Artar" başlıklı yazısında Eğilmez, altının günümüzde en çok takı, yatırım aracı ve merkez bankası rezervi olarak tercih edildiğini vurguladı.

Dünya Altın Rezervleri ve Kullanımı

Eğilmez, Dünya Altın Konseyi verilerine göre, dünyada bugüne kadar çıkarılan toplam altın miktarının 216.265 ton olduğunu belirtti. Bu miktarın:

  • %45'i mücevher
  • %22'si külçe altın ve madeni para
  • %17'si merkez bankalarının rezervlerinde bulunmaktadır.

Altının değerli kabul edilmesindeki en önemli etkenin arzının sınırlı olması olduğunu belirten Eğilmez, fiyatları belirleyen temel faktörün ise küresel ve yerel riskler olduğunu vurguladı. "Riskler artarsa altının fiyatı da artar" diyen Eğilmez, riskli dönemlerde bireylerin ulusal para biriminden kaçarak dövize, gayrimenkule ya da altına yöneldiğini ve bu nedenle altının halk arasında "güvenli liman" olarak adlandırıldığını ifade etti.

Türkiye'de Altın ve CDS Primi İlişkisi

Eğilmez'e göre, riskler azaldığında altına olan talebin azalması, risk artışındaki hızla gerçekleşmeyebiliyor. Ülke risklerinin seyrini izlemenin en hızlı yolunun 5 yıllık CDS primi olduğunu belirten Eğilmez, 2021'de enflasyon yükselirken TCMB'nin faiz indirmesiyle 5 yıllık CDS priminin 838'e yükseldiğini, aynı dönemde gram altının da 998 liraya çıktığını hatırlattı. Bugün CDS primi 300 civarında seyretmesine rağmen gram altının yükselişini sürdürerek 4.151 liraya kadar ulaşmış olmasını dikkat çekici buldu.

Küresel Belirsizlik ve Altın Talebi

Altına olan talebin sadece ülkedeki risklerle değil, dünya genelindeki belirsizliklerle de bağlantılı olduğunu vurgulayan Eğilmez, Dünya Belirsizlik Endeksi’nin sürekli yükseldiğine dikkat çekti. Yazısında, “Bununla ülkedeki risk artışının birleşmesi güvenli liman arayışlarını yani altına talebi iyice yükseltir” dedi. Türkiye'de altın ithalatına getirilen sınırlamaların da fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir etki yarattığını belirtti. Eğilmez, Türk yatırımcısı için altının değerinin yalnızca altın fiyatına değil, aynı zamanda dolar kuruna da bağlı olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu: “Türkler açısından altının değeri hem altın fiyatı, hem de bu fiyat dolarla belirlendiği için doların değerine bağlıdır. Öyle olunca da bir çeşit sigortalı yatırım aracı işlevi görür. Altına yatırım yapan bir Türk altın fiyatı artarsa kazanır, USD/TL kuru artarsa kazanır, ikisi birden artarsa daha çok kazanır. Bunlardan birisi düşerse öteki onu dengeler. Ancak ikisinin birden düşmesi halinde yatırımcı kayıpla karşılaşır ki o da pek sık görülen bir durum değildir.”

Sonuç olarak, Mahfi Eğilmez'in değerlendirmeleri, altın fiyatlarının hem küresel belirsizliklerden hem de Türkiye'ye özgü ekonomik faktörlerden etkilendiğini gösteriyor. Yatırımcılar için altın, güvenli bir liman olarak görülmeye devam ederken, yastık altındaki altın miktarının da arttığı tahmin ediliyor. Bu durum, Türk halkının ekonomik dalgalanmalara karşı bir önlem olarak altına yöneldiğini gösteriyor.