Türkiye'de alışılagelmişin dışında bir hikaye Aydın'dan geldi. İki üniversite diploması ve doktora derecesi olan Çağlar Öztürkler, kızına taze süt içirmek amacıyla aldığı bir keçi ile çobanlık mesleğine adım attı. Başlangıçta çevresinden olumsuz tepkiler alsa da, Öztürkler kısa sürede bu işin uzmanı haline geldi. Peki, onu bu sıra dışı mesleğe yönelten neydi?

Bir Keçiyle Başlayan Tutku

Çağlar Öztürkler, yaklaşık iki yıl önce kızının daha sağlıklı büyümesi için bir keçi aldığını belirtiyor. "Aydınlıyım ve 2 yıldır bu işi severek yapıyorum. Hobi olarak başlamıştık. İşlerimiz yavaş yavaş büyüdü ve bugün 62 hayvanım var. Her şey, kızımın taze süt içmesi için aldığım bir keçiyle başladı. O keçi yavruladı, sonra diğerleri de doğurmaya başladı. Bu iş hoşumuza gitti ve dışarıdan da keçi aldık. Keçilerimiz çoğaldı ve bu sene 30'un üzerinde yavrumuz oldu," diyor Öztürkler.

"Gençlere Tavsiye Ediyorum"

Çobanlık mesleğinin zorluklarına rağmen, Öztürkler bu işi gençlere tavsiye ediyor. Doğayla iç içe olmanın ve hayvanlarla ilgilenmenin kendisine büyük bir keyif verdiğini ifade ediyor. Başlangıçta annesi başta olmak üzere birçok kişinin eleştirisine maruz kalsa da, Öztürkler kararlılıkla yoluna devam etti. Köy hayatına hiç alışkın olmamasına rağmen, kısa sürede çobanlık mesleğinin inceliklerini öğrendi.

Çobanlığın Geleceği

Çobanlık mesleği, günümüzde giderek azalan bir meslek dalı. Ancak Çağlar Öztürkler gibi genç ve eğitimli insanların bu mesleğe ilgi duyması, çobanlığın geleceği açısından umut verici bir gelişme. Öztürkler, modern teknikleri kullanarak hayvancılığı daha verimli hale getirmeyi hedefliyor. Bu sayede hem kendi geçimini sağlıyor hem de kırsal kalkınmaya katkıda bulunuyor.

Çağlar Öztürkler'in hikayesi, hayatta farklı yolların mümkün olduğunu ve tutkuyla yapılan her işin başarıya ulaşabileceğini gösteriyor. İki üniversite bitirip çobanlık yapması, tabuları yıkan ve ilham veren bir örnek teşkil ediyor. Onun bu cesur adımı, gençlere kendi ilgi alanlarına yönelme konusunda cesaret veriyor.