CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son günlerde gündemi meşgul eden CHP'ye kayyım atanması tartışmalarına son noktayı koydu. Özel, "Siyaseten mümkün değil" diyerek iddiaları kesin bir dille yalanladı.
Özel'den Danıştay Ziyareti ve Açıklamalar
Özgür Özel, Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Grup Başkan Vekili Murat Emir ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Danıştay Başkanı Zeki Yiğit'i makamında ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Özel, gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Yanında bulunan üç ismin de hukuk fakültesi mezunu olduğunu belirten Özel, ziyaretin amacını şu sözlerle açıkladı:
"Yüksek yargıya, Türkiye'de yargı güvenliğine, hukuki öngörülebilirliğe duyulan yüksek ihtiyaç ve kişilerin değil, kurumların öneminin merkezde olduğu, bu duygularla yapılmış bir ziyarettir. Danıştay, dünyada yüksek idari yargı kurumları açısından Fransa'daki eş değeriyle birlikte en eski, en köklü, geleneği en kuvvetli olan yüksek yargı kurumlarından biridir. O anlamda kurumun tarihine, kültürüne, varlığına, önemine işaret eden bir ziyarette bulunduk. Sayın Başkana göstermiş olduğu ev sahipliğinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum."
Kayyım İddialarına Net Cevap
Ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, CHP'ye kayyım atanması iddialarına ilişkin şunları söyledi:
"Ben ilk günden beri söylüyorum, bunlar boş işler. Algı ile olgu yer değiştiriyor. Bu yalandan beslenenlerin ayağına dolandı bu iş. Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyımın atanma olasılığının olmadığını ilk baştan beri söylüyorum. Hukuken mümkün. Her yere atanır. Ben de iddia ederim, 'Yarın AK Parti'ye kayyım atanacak' diye. Ama siyaseten mümkün değil."
Siyasi Etkileri ve Sonuç
Özgür Özel'in bu net açıklaması, CHP'ye kayyım atanması yönündeki spekülasyonlara son noktayı koydu. Özel'in "siyaseten mümkün değil" vurgusu, bu tür girişimlerin siyasi sonuçları olabileceğine işaret ediyor. Bu açıklama, hem CHP tabanında hem de kamuoyunda rahatlama yarattı. Ancak, siyasi arenadaki gerginliğin devam ettiği ve benzeri tartışmaların gelecekte de yaşanabileceği öngörülüyor. Bu türden iddiaların, siyasi istikrarı zedeleyebileceği ve kamuoyunda güvensizlik yaratabileceği unutulmamalıdır.
