04 Mayıs 2025 Pazar

Ortadoğu'da Dürziler: Yeni Satranç Tahtası, İsrail'in Açmazı!

Suriye'deki iç savaşın ardından Ortadoğu'da dengeler değişiyor. İsrail'in Suriye'nin güneyinde oluşturmaya çalıştığı "güvenlik bölgesi" ve Dürzilerle kurmaya çalıştığı ittifak, bölgede yeni bir satranç tahtası oluşturuyor. Ancak, bu stratejinin ne kadar gerçekçi olduğu ve İsrail'in hesaplarının tutup tutmayacağı merak konusu.

Dürziler ve İsrail'in "Azınlıklarla İttifak" Stratejisi

İsrail'in tarihsel olarak benimsediği "azınlıklarla ittifak" stratejisi, Suriye Dürzileriyle test ediliyor. Geçmişte Lübnan'daki Maruniler, Irak'taki Kürtler ve Güney Sudan gibi örneklerde uygulanan bu model, Suriye Dürzileri için ne kadar uygun? Dürziler, dini kimliklerini ön planda tutan bir yapıya sahip oldukları için, "dışarıdan gelen koruma" fikrine mesafeli duruyorlar. Rical el-Kerame sözcüsü Basım Ebu Fahır'ın "Biz Suriye'nin bir parçasıyız" açıklaması, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Netanyahu'nun Güney Suriye hesabı ters tepebilir. İsrail, Golan Tepeleri'nin güneyindeki Süveyda, Kuneytra ve Dera hattını "güvenlik bölgesi" olarak tasarlamaya çalışıyor. Ancak, Dürzilerin homojen bir yapıda olmaması ve farklı siyasi görüşlere sahip olmaları, bu denklemi zorlaştırıyor. Şam'la entegrasyonu savunanlardan otonomi arayışında olanlara kadar geniş bir yelpazede farklı görüşler bulunuyor. Bu durumda, yalnızca bir grupla temas kurmak, İsrail için kısa vadeli kazançlar getirse de, uzun vadede kırılmalara neden olabilir. İsrail'in 1980'lerde Lübnan'da kurduğu "Lübnan Güçleri" ittifakının çöküşü, bu tür ittifakların sürdürülebilirliği konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor.

Ekonomik Kaldıraçlar ve Siyasi Kazanç

Savaşın yıktığı Suriye ekonomisinde, günlük 100 dolarlık iş vaadi büyük bir cazibe yaratıyor. İsrail'in Golan Tepeleri'nde çalışmak üzere Suriye Dürzilerine sunduğu teklifler, ekonomik bir teşvik olmanın ötesinde, demografik ve siyasi bir mühendislik projesi olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu strateji her Dürzi için geçerli olmayabilir. Ekonomik teşviklerle sınırlı göç sağlansa da, bu durum Dürzi toplumunun kolektif yapısını, ruhban liderliği ve toplumsal dayanışma kodlarını kırmaya yetmeyebilir. Latin Amerika'daki diasporadan gelen ekonomik destek, Dürzilerin İsrail'e bağımlı kalmaksızın kendi içinde varlık göstermelerini sağlıyor. Kapalı devre çalışan bir toplumu dışarıdan dönüştürmek, ancak içeriden çözülmeyle mümkün olabilir. Şu an için bu kırılma görünmüyor.

  • Ekonomik teşvikler her Dürzi için cazip olmayabilir.
  • Dürzi toplumunun kolektif yapısı kolay kolay değişmeyebilir.
  • Diaspora desteği Dürzilerin bağımsızlığını koruyor.

Şam ve Dürziler Arasında Yeni Bir Sayfa mı Açılıyor?

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara'nın Dürzi heyetle yaptığı görüşme, Süveyda'nın yeniden merkezi yönetime entegre edilmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Şeyh Haceri'nin kamuoyuna "reddettik" açıklaması yapmasına rağmen, sahadaki gelişmeler farklı bir hikaye anlatıyor. Süveyda'da yerel polis alımları başladı, yeni teknokrat Dürzi bakanlar kabineye girdi ve Dürzi sivil toplum temsilcileri Şam'la yakın temasa geçti. Bu gelişmeler, Şam'ın Dürzileri yalnızca bir azınlık olarak değil, devletin yeniden inşasında doğal bir ortak olarak gördüğünü gösteriyor. İsrail'in "azınlığı izole ederek müttefik kılma" stratejisine karşılık, Suriye yönetimi "çoğunlukla birlikte devlete entegre etme" siyasetini izliyor.

Ceramana'da yaşanan kriz ve ardından gelen Şam-Dürzi arabuluculuk süreci, yalnızca bir güvenlik sorunu değil, Suriye'nin yerel diplomasiyle kriz çözme kapasitesini de gösterdi. Bu süreçte Şam yönetimi, hem askeri hem sembolik mesajlarla bölgedeki kontrolünü pekiştirdi. İsrail ise doğrudan müdahale tehdidiyle yalnızca Dürzilerin değil, bölgedeki Sünni Arap çoğunluğun da tepkisini çekti.

Sonuç olarak, İsrail'in Dürzilerle kurmaya çalıştığı ilişki, gerçek bir stratejik ortaklık değil, taktiksel bir angajmandır. Dürzilerin dış müdahaleye karşı içgüdüsel direnci ve Arap kimliğine olan bağlılıkları, bu taktiği kısa sürede geçersiz kılabilir. Şam ise bu fırsatı iyi okuyor. Sivil-asker-dinî üçgeninde kurulan yeni Dürzi ittifakı, Suriye'nin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacak. Dürziler artık sadece bir azınlık değil; Suriye'nin istikrarı için bir barometre. Ve bu barometreye göre, bölgede İsrail değil, Şam rüzgârı esiyor.

İlgili Haberler