Diyarbakır'da vahşice öldürülen Narin Güran cinayeti davasında sular durulmuyor. 'Suçluyu kayırma' suçlamasıyla görülen davada, sanık avukatları mahkeme hakimini HSK'ya şikayet ederek şok bir hamle yaptı. Peki, bu beklenmedik gelişme davanın seyrini nasıl etkileyecek?
Adil Yargılama Tartışması Alevlendi
Sanık avukatları, HSK'ya sundukları şikayet dilekçesinde, mahkeme sürecinde ciddi usul hataları yapıldığını iddia etti. Avukatlara göre, sanıkların savunmalarına geçilmeden önce susma hakları gibi temel hakları hatırlatılmadı. Ayrıca, iddianame duruşmada savcı tarafından okunmadı. Bu eksikliklerin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği ve davanın hukuki güvenliğini zedelediği savunuldu. Bu durum, kamuoyunda adil yargılama ilkesinin ne kadar önemli olduğu konusunda yeniden bir tartışma başlattı.
STK'nın Davaya Dahil Edilmesi Tartışma Yarattı
Dilekçede dikkat çeken bir diğer nokta ise, olayla doğrudan ilgisi olmayan bir sivil toplum kuruluşunun (STK) 'katılan' sıfatıyla davaya dahil edilmesi oldu. Sanık avukatları, bu STK'nın hukuki bir gerekçe olmadan müdahil edilmesini "usulsüzlük" olarak değerlendirdi. Avukatlar, bu durumun yargı sürecine dışarıdan müdahale anlamına geldiğini ve tarafsızlığı zedelediğini savundu. Bu iddia, davanın ne kadar hassas bir süreçten geçtiğini gözler önüne seriyor.
Tutukluluk Süresi Aşıldı mı?
Şikayet başvurusunda, 'suçluyu kayırma' suçunun Türk Ceza Kanunu'nda 6 ay alt sınırla düzenlendiği hatırlatıldı. Bazı sanıkların tutukluluk süresinin 7 ayı geçtiği belirtilerek, bu durumun sanıkların haksız yere özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı anlamına geldiği savunuldu. Avukatlar, bu durumun hak ihlali olduğunu ve tutukluluk süresinin makul bir süreyi aştığını vurguladı. Bu iddia, tutukluluk sürelerinin ne kadar önemli bir konu olduğunu ve adil bir yargılama için ne kadar dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Davanın Sonucu Ne Olacak?
Sanık avukatlarının HSK'ya yaptığı bu şikayet, Narin Güran cinayeti davasında yeni bir sayfa açtı. HSK'nın bu başvuruyu kabul edip etmeyeceği ve davada nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Bu gelişme, davanın seyrini değiştirebilir ve adaletin tecelli etmesi için önemli bir adım olabilir. Unutulmamalıdır ki, her bireyin adil yargılanma hakkı vardır ve bu hakkın korunması, hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.
