
MADO Sahipleri Depremde Kusursuz Mu? Şok Rapor!
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 35 kişinin ölümüne neden olmakla suçlanan MADO isimli işletmenin sahipleri, yargı sürecinde yeni bir gelişmeyle gündeme geldi. Daha önce iki ayrı bilirkişi raporunda asli kusurlu bulunan Mehmet Sait Kanbur ve Atilla Kanbur, üçüncü bilirkişi raporunda kusursuz bulundu. Bu beklenmedik karar, davadaki dengeleri değiştirdi ve kamuoyunda büyük bir şaşkınlık yarattı.
Bilirkişi Raporları Arasında Çelişki
6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve büyük yıkıma yol açan depremde, Onikişubat ilçesindeki Manolya Sitesi'nde 35 kişi hayatını kaybetti. Olayla ilgili açılan davada, iki blokun yıkımından altı sanık sorumlu tutuldu. İlk bilirkişi raporunda, A Blok'un altında bulunan Tarhanacı Kafe'nin, bağımsız duvarları kaldırıp ilave kat eklentisi yaptığı ve binanın yıkımında etkili olduğu belirtildi. Bu doğrultuda, hem Tarhanacı Kafe'nin hem de MADO'nun sahipleri olan Mehmet Sait Kanbur ve Atilla Kanbur hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Ancak sanıkların itirazı üzerine, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde görevli yedi akademisyene yeni bir bilirkişi raporu hazırlatıldı. Bu raporda da ilk rapordakine benzer ifadeler yer alırken, Atilla Kanbur ve Mehmet Sait'in asli kusurlu olduğu vurgulandı. Sanıklar bu rapora da itiraz edince, dosya Pamukkale Üniversitesi'ne gönderildi. İşte bu noktada, üçüncü bilirkişi raporu devreye girdi ve MADO sahipleri hakkında şaşırtıcı bir karar çıktı.
Yeni Raporda Kusur Atfedilmedi
Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Pamukkale Üniversitesi'nden gelen yeni raporun mahkemeye sunulduğu bildirildi. Raporda, MADO'nun sahipleri Mehmet Sait Kanbur ile Atilla Kanbur'a herhangi bir kusur atfedilmedi. Bunun yerine, müteahhidin, statik proje müellifinin, belediye proje kontrol birimi sorumlularının ve fenni mesulün asli kusurlu olduğu belirtildi.
Mahkeme, bu yeni rapor doğrultusunda Mehmet Sait Kanbur ile Atilla Kanbur'un yurtdışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrolünü kaldırdı ve duruşmalara katılma zorunluluklarının da olmadığını bildirdi. Dava, 10 Ekim 2025 tarihine ertelendi.
Bu kararın ardından akıllara çeşitli sorular geliyor. Üç farklı bilirkişi raporunun birbiriyle çelişmesi, yargı sürecinde belirsizlik yaratırken, kamuoyunda da büyük bir tartışma başlattı. Deprem gibi büyük bir felakette sorumluların belirlenmesi ve adaletin sağlanması, toplumun en önemli beklentilerinden biri. Bu nedenle, MADO sahipleri hakkındaki bu karar, yargı sürecinin şeffaflığı ve adil olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Bilirkişi raporları arasındaki bu çelişki, davanın seyrini nasıl etkileyecek? Mahkeme, hangi raporu esas alarak karar verecek? Depremde hayatını kaybedenlerin yakınları, bu karara nasıl tepki gösterecek? Tüm bu soruların cevabı, önümüzdeki günlerde yapılacak yargılamalarla netlik kazanacak.
Sonuç olarak, MADO sahipleri hakkındaki bu son gelişme, deprem davasının karmaşıklığını ve hassasiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Adaletin tecelli etmesi ve sorumluların belirlenmesi, toplumun vicdanını rahatlatacak en önemli adım olacaktır.