
İzmir'de Soyer-Tugay Kavgası: CHP'de Neler Oluyor?
CHP, yerel yönetimlerde yakaladığı fırsatları skandallarla gölgelemeye devam ediyor. İzmir'de ortaya çıkan İZBETON eksenli kooperatif yolsuzluğu soruşturması, İstanbul'dakini aratmayacak kadar karmaşık ve organize bir yapıya işaret ediyor. Bu durum, parti içinde uzun süredir devam eden gerilimleri ve siyasi hesaplaşmaları da su yüzüne çıkarıyor.
Yolsuzluk İddiaları ve Soruşturmanın Boyutları
Yıllardır bilinen bu yolsuzluk iddiaları, 2023 seçimleri öncesinde kooperatif mağdurlarının Kemal Kılıçdaroğlu'nun peşini bırakmamasıyla daha da gün yüzüne çıkmıştı. Davalar açılmasına ve yargılamalar yapılmasına rağmen, CHP'nin İzmir yönetimi 3 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesini tamamlayamamış, aksine büyük bir başarısızlığa imza atmıştı. Bu durum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın deprem bölgesinde kısa sürede gerçekleştirdiği başarılı konut projeleriyle kıyaslandığında, CHP'nin yerel yönetim anlayışına dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Özgür Özel'in bu skandalın arka planını sorgulamak yerine, her operasyona iktidar üzerinden "siyasi" demesi, partinin daha çok skandalla sarsılmasına neden olabilir. Çünkü bu olayda sadece parasal ilişkiler değil, siyasi boyut da oldukça önemli ve bizzat Özgür Özel'i de kapsıyor. Olayın temelleri, Tunç Soyer'in aday yapılmamasına kadar uzanıyor. Son yerel seçimlerde Soyer yerine, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın aday gösterilmesi, bardağı taşıran son damla oldu.
Tugay-Soyer Rekabeti ve Siyasi Hesaplaşmalar
Cemil Tugay'ın Özgür Özel'e ilk açık desteği veren isimlerden biri olması ve Özel'in de Tugay'a "Seni başkan yaptıracağım" şeklinde bir söz vermesi, bu sürecin ne kadar planlı ve stratejik olduğunu gösteriyor. Tunç Soyer'in bu durumu içine sindirememesi ve parti içi operasyonları unutmaması, İzmir'deki siyasi gerilimi daha da tırmandırıyor. Hatta DİSK'li işçilerin İzmir'i çöp dağlarıyla sıkıştırmasında bile Soyer'in parmağı olduğu iddia ediliyor. Bu durum, aynı zamanda siyasi bir kavgayı da beraberinde getiriyor.
İşçi olaylarının hemen ardından İzmir Büyükşehir Belediye Müfettişleri'nin harekete geçerek İZBETON'la ilgili sert bir rapor hazırlaması ve Başkan Tugay'ın bu raporu imzalayıp savcılığa göndermesi, hedefin kimler olduğunu açıkça gösteriyor: Tunç Soyer, CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Heval Kaya ve diğerleri. Her ne kadar CHP'liler bu hamleye "ihbar değil" deseler de, raporda İZBETON'la ilgili medyaya yansıyan bütün suçlamaların doğrulanması büyük önem taşıyor.
İZBETON Raporu: Ortaya Çıkan Usulsüzlükler
Rapora göre, İzmir Örnekköy Kentsel Dönüşüm projesini tamamlayamayan belediye yönetimi, sadece "araç kiralama" ve "yapım" ihalelerinde gerçekleşmeyen işlerin yapılmış gibi gösterilerek fazla fatura kesilmesi sonucu 243 milyon lira kamu zararı oluşturmuş. Ayrıca bilirkişiler, tıpkı İstanbul'da da örneğine rastladığımız "arvento" kaydı denilen yani hiç o bölgede iş yapmayan araç plakalarıyla İZBETON AŞ'yi tam 967 milyon lira zarara uğratmış. Bu durum, yolsuzluğun boyutunun ne kadar büyük olduğunu ve organize bir şekilde gerçekleştirildiğini gözler önüne seriyor.
- Hayali şirketler aracılığıyla usulsüzlük yapılması
- Dökülmeyen betonlar için fatura kesilmesi
- Naylon faturalar kullanılması
- Araç kiralama ve yapım ihalelerinde usulsüzlükler yapılması
Bu "organize işler"in sadece Soyer, Aslanoğlu ve "Heval arkadaş"la sınırlı olmadığı düşünülüyor. Soruşturmanın nereye uzanacağı ve kimlerin bu işin içinde olduğu merakla bekleniyor.
İzmir'deki bu siyasi çekişme ve yolsuzluk iddiaları, CHP'nin geleceği açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Partinin bu tür skandallarla anılmaya devam etmesi, seçmen nezdindeki itibarını zedeleyebilir ve yerel seçimlerde elde ettiği başarıyı gölgeleyebilir.