İstanbul'da yaşanan son deprem, akıllara beklenen büyük İstanbul depremini getirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlanan ön rapor ise, bu endişeleri daha da artıracak nitelikte. Raporda, 1766 yılından bu yana Marmara Denizi'nde biriken sismik gerilimin, meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremle sadece yaklaşık %12'sinin boşaldığı belirtiliyor. Bu durum, İstanbul için deprem tehlikesinin hala çok yüksek olduğunu gösteriyor.
İTÜ Raporu: Deprem Gerçeği Ne Anlatıyor?
İTÜ'nün hazırladığı raporda, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi içindeki durumu detaylı bir şekilde incelendi. Rapora göre, fay hattı üzerindeki gerilim birikimi devam ediyor ve bu durum, büyük bir deprem olasılığını artırıyor. Uzmanlar, 1766 depreminden bu yana geçen sürede biriken enerjinin, çok daha büyük bir depreme yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Raporda dikkat çeken diğer bir nokta ise, meydana gelen küçük ve orta büyüklükteki depremlerin, büyük bir depremi engelleme potansiyelinin düşük olması. Bu tür depremler, fay hattındaki enerjinin sadece küçük bir kısmını boşaltıyor ve asıl tehlikeyi ortadan kaldırmıyor.
İstanbul'u Bekleyen Tehlike: Uzmanlar Ne Diyor?
Deprem uzmanları, İTÜ raporunu değerlendirerek İstanbul'da yaşayanları uyarıyor. Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Marmara Denizi'nde her an 7'nin üzerinde bir deprem olabilir. İstanbul'daki binaların büyük bir kısmı bu depreme dayanıklı değil. Acilen önlem alınmalı" şeklinde konuştu.
Uzmanlar, alınması gereken önlemleri şu şekilde sıralıyor:
- Binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi
- Riskli binaların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması
- Deprem bilincinin artırılması ve halkın bilinçlendirilmesi
- Acil durum planlarının hazırlanması
Sismik Gerilim Nedir ve Neden Tehlikelidir?
Sismik gerilim, yer kabuğunda bulunan fay hatları üzerinde biriken enerjidir. Bu enerji, zamanla artar ve belirli bir seviyeye ulaştığında deprem olarak açığa çıkar. Marmara Denizi'ndeki Kuzey Anadolu Fay Hattı da, sismik gerilimin yüksek olduğu bölgelerden biridir. Bu nedenle, İstanbul ve çevresi deprem riski altında bulunmaktadır.
Sismik gerilimin birikmesi, fay hattının kilitlenmesine ve büyük bir depremin oluşmasına neden olabilir. Küçük depremler, bu gerilimi kısmen azaltabilse de, büyük bir depremi engellemek için yeterli değildir. Bu nedenle, sismik gerilimin sürekli olarak izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.
İTÜ'nün raporu, İstanbul'da yaşayanların deprem gerçeğiyle yüzleşmesi için bir uyarı niteliğinde. 1766'dan beri biriken sismik gerilimin sadece küçük bir kısmının boşalması, İstanbul'u bekleyen tehlikenin hala çok büyük olduğunu gösteriyor. Yetkililerin ve vatandaşların bu gerçeği dikkate alarak, gerekli önlemleri ivedilikle hayata geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, olası bir büyük depremde telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşılabilir.