
İslam Dünyasındaki Zulmün Failleri Kim? Şok İddialar!
İnsanlık tarihinin en vahşi dönemlerinden birini yaşadığımız şu günlerde, özellikle İslam coğrafyasına yönelik zulümler ve savaşlar endişe verici boyutlara ulaştı. Prof. Dr. Refik Turan'ın verilerine göre, sadece son 25 yılda Ortadoğu'da 12,5 milyon Müslüman hayatını kaybetti. Peki, bu zulmün hakiki failleri kimler?
İslam'da İnsan Hayatının Değeri
İslam dini, insanı eşref-i mahlûkat olarak kabul eder ve haksız yere bir cana kıymayı kesinlikle yasaklar. Maide Suresi'nde yer alan bir ayette, bir insanı haksız yere öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi olduğu belirtilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de ahir zaman alametlerinden biri olarak "herc"i, yani öldürmeyi zikretmiştir. Ahir zamanda akıtılan kanın çoğunlukla Müslüman kanı olması tesadüf değildir ve üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konudur.
Ortadoğu'daki Savaşların Perde Arkası
Son 60-70 yılda Ortadoğu'da yaşanan savaşların, suni senaryolarla tezgâhlandığı ve belirli bir amaca hizmet ettiği anlaşılmaktadır. Örneğin, Hindistan-Pakistan savaşı gibi provokasyon merkezli olaylar, Hamas'ın 7 Ekim saldırısı gibi bahaneler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve işgal girişimleri, bu senaryoların birer parçasıdır. İkiz Kuleler saldırısı sonrası Afganistan'ın işgali, Saddam Hüseyin'in kimyasal silah ürettiği iddiasıyla Irak'ın işgali ve Suriye iç savaşı da bu duruma örnek teşkil etmektedir.
Bu savaşların seyir çizgisine bakıldığında, İsrail'in muharref Tevrat'tan kaynaklanan arz-ı mev'ud hedefini gerçekleştirmeye yönelik olduğu görülmektedir. Tarih boyunca Müslüman Türk milleti ile Hıristiyan dünyası arasındaki savaşlarda, perde arkasındaki Yahudi mihraklarının rolü büyüktür. 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla birlikte, Siyonizm ideolojisiyle birleşen arz-ı mev'ud hedefi, savaş meydanında fiili olarak kendini göstermeye başlamıştır.
Siyonizm ve Büyük İsrail Projesi
Siyonist İsrail'in kuruluş safhasına bakıldığında, zulmün ana sebebinin, Siyonistlerin arz-ı mev'ud olarak adlandırdıkları ve Ortadoğu topraklarını içine alan hâkimiyet kurma projesi olduğu görülür. Siyonizm, 19. yüzyılda Osmanlı toprağı Filistin'de bir Yahudi devleti kurma ideolojisi olarak ortaya çıkmıştır. Theodor Herzl'in İsrail devletinin kurulması için gösterdiği çabalar ve II. Abdülhamid ile yaptığı görüşmeler, bu ideolojinin önemli bir parçasıdır.
İngilizlerin Filistin'i Yahudilere vatan yapmak için gösterdikleri gayret ve Rothschild ailesiyle işbirliği içinde olmaları, bu süreçte önemli bir rol oynamıştır. İngilizler, Filistin'deki Yahudi nüfusunu artırmak için dünyanın çeşitli yerlerinden Yahudileri Filistin'e getirmişlerdir. 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte, İngilizler Ortadoğu'dan çekilmiş ve Yahudiler İsrail devletinin kuruluşunu ilan etmişlerdir.
Bugün İsrail'in arkasındaki en büyük güç, ABD'dir. ABD patentli BOP (Büyük Ortadoğu Projesi),aslında İsrail'in büyüyüp genişlemesini hedefleyen bir projedir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra BM ve NATO gibi kuruluşların, üye devletlerin menfaatinden ziyade, Yahudi menfaatlerini koruma doğrultusunda inisiyatif kullandığı bilinmektedir. Gazze olaylarında ABD'nin İsrail aleyhindeki kararları veto etmesi bunun açık bir göstergesidir.
Çözüm Ne Olmalı?
İslam dünyasının bu zulme karşı birlik olması ve cihad ruhuyla hareket etmesi gerekmektedir. Başsızlık, tefrika, eğitimsizlik, cehalet, rehavet ve dünya sevgisi gibi sorunlardan kurtulmak, düşmanın kalbine korku salmak ve onurla yaşamak için cihad etmek şarttır. Müslümanlar, bu gerçeği dikkate alarak hareket etmeli ve suni olarak çıkarılan savaşların farkında olmalıdır.
Sonuç olarak, Ortadoğu'da yaşanan zulüm, İsrail, ABD ve batılı devletlerden oluşan bir blok tarafından çıkarılmıştır. Müslümanlar, bu gerçeği dikkate alarak hareket etmeli ve birlik içinde zulme karşı durmalıdır. Aksi takdirde, bu coğrafyada akan kan durmayacak ve İslam dünyası daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacaktır.