İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanması, Türkiye genelinde yankı uyandırmış ve çeşitli protesto gösterilerine neden olmuştu. Bu gösterilere katılan isimlerden biri de Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem oldu. Erdem, protestoların ardından savcılığa çağrılarak ifade verdi. Peki, Tahsin Erdem savcılıkta neler anlattı? İşte detaylar...
İmamoğlu'na Destek Protestoları Zonguldak'ta da Yapıldı
Ekrem İmamoğlu'nun yaşadığı hukuki süreç, sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin birçok şehrinde tepkilere yol açtı. Zonguldak'ta da vatandaşlar, İmamoğlu'na destek vermek amacıyla çeşitli protesto gösterileri düzenledi. Bu gösterilere katılan isimler arasında Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem de yer aldı. Erdem, protestolardaki aktif rolü nedeniyle savcılık tarafından ifadeye çağrıldı.
Protestoların ardından başlayan soruşturma kapsamında, Tahsin Erdem'in savcılıkta verdiği ifade merak konusu oldu. Erdem'in ifadesinde, protestolara katılma nedenlerini, eylemlerin içeriğini ve herhangi bir suç unsuru olup olmadığını açıkladığı belirtildi. Savcılık, Erdem'in ifadesini değerlendirdikten sonra serbest bırakılmasına karar verdi.
Tahsin Erdem'in Savunması Ne Oldu?
Tahsin Erdem'in savcılık ifadesinde, İmamoğlu'na yapılanların hukuksuz olduğuna inandığını ve bu nedenle protestolara katıldığını söylediği öğrenildi. Erdem, protestoların barışçıl bir şekilde gerçekleştiğini ve herhangi bir şiddet olayının yaşanmadığını vurguladı. Ayrıca, ifade özgürlüğünün Anayasal bir hak olduğunu ve bu hakkını kullanarak protestolara katıldığını belirtti.
Tahsin Erdem'in ifadesinin ardından adliyeden ayrıldığı ve görevine devam ettiği bildirildi. Savcılığın soruşturmayı sürdürdüğü ve diğer protestocuların da ifadelerine başvurabileceği öğrenildi.
- İfade özgürlüğünün önemi
- Hukukun üstünlüğü ilkesi
- Barışçıl protesto hakkı
Ekrem İmamoğlu'nun yaşadığı süreç ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem'in ifade vermesi, Türkiye'deki siyasi atmosferin ve ifade özgürlüğünün önemini bir kez daha gündeme getirdi. Yaşanan bu olaylar, demokrasinin temel unsurları olan ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
