İklim ve çevre alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK'lar), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde önemli bir çağrıda bulundu. Türkiye'deki kömür madeni ve santral işçilerinin işsiz kalmaması için hem iklimi koruyan hem de işçilerin haklarını gözeten adil bir dönüşümün mümkün olduğunu vurguladılar. Bu çağrı, iklim değişikliğiyle mücadele ve işçi haklarının korunması arasındaki dengeyi sağlamayı amaçlıyor.
Adil Dönüşüm Nedir?
STK'lar, iklim krizine karşı mücadelenin fosil yakıtlara dayalı iş kollarını yeniden şekillendirdiğini ve yeni istihdam alanları yarattığını belirtiyor. Ancak bu dönüşümün plansız ve hazırlıksız gerçekleşmesi durumunda işçilerin güvencesizliğe mahkum edilebileceği uyarısında bulunuyorlar. Son bir yılda kömür madeni ve santral işçilerinin yaşadığı hak ihlalleri, adil dönüşüm planlarının eksikliğini acı bir şekilde gözler önüne serdi.
STK'ların açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"İklim krizine karşı mücadele, başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara dayalı iş kollarını yeniden şekillendiriyor ve yeni istihdam alanları ortaya çıkarıyor. Ancak bu dönüşüm, hazırlıksız ve plansız gerçekleştiğinde işçileri güvencesizliğe mahkûm ediyor."
Bu kapsamda yapılması gerekenler:
- İşçilerin geçim güvencesini sağlamak
- Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmek
- İnsan onuruna yakışır iklim dostu işler yaratmak
Kömürün Sonu ve Alternatifler
Bilimsel verilere göre, kömürden elektrik üretiminin ekonomik olarak sürdürülebilir olmadığı ve sonlanmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Bu durum, Türkiye için bir yol ayrımını temsil ediyor. Ya çevreye, sağlığa ve iklime zarar veren santralleri yaşatmak için kamu kaynakları fosil yakıt şirketlerine aktarılmaya devam edilecek ya da işçilerin geçim güvencesini sağlayan, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, insan onuruna yakışır iklim dostu işler yaratılacak. STK'lar, Türkiye'de acilen kimsenin geride kalmadığı bir adil dönüşüm planı hazırlanması gerektiğini vurguluyor.
Enerji dönüşümüyle ilgili olarak şunları talep ediyorlar:
- İşçilerin taleplerini merkeze alan demokratik, adil ve hakkaniyetli bir enerji dönüşümü
- Fosil yakıtları geride bıraktığımız bir gelecek
Adil Dönüşümün Önemi
Adil dönüşüm, sadece çevreyi korumakla kalmayıp aynı zamanda işçilerin haklarını ve refahını da güvence altına almayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, sürdürülebilir bir gelecek için hem çevresel hem de sosyal açıdan önemli adımlar atmayı gerektiriyor. Türkiye'nin bu konuda atacağı adımlar, diğer ülkelere de örnek teşkil edebilir.
İmzacı kurumlar arasında Avrupa İklim Eylem Ağı, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Fosil Yakıtların Ötesi, Greenpeace Türkiye gibi önemli kuruluşlar yer alıyor. Bu kuruluşlar, Türkiye'deki adil dönüşüm sürecinin desteklenmesi ve hızlandırılması için çalışmalarını sürdüreceklerini belirtiyorlar.
Sonuç olarak, iklim kriziyle mücadele ederken işçilerin haklarını gözetmek ve onlara yeni istihdam olanakları sunmak, adil bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Türkiye'nin bu konuda atacağı adımlar, hem çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak hem de işçilerin geleceğine umutla bakmasını sağlayacaktır. Adil dönüşüm, sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda daha adil ve sürdürülebilir bir toplum inşa etme fırsatıdır.