Küresel Borç Alarmı! 324 Trilyon Dolar Tehlike Çanları Çalıyor
Ekonomi

Küresel Borç Alarmı! 324 Trilyon Dolar Tehlike Çanları Çalıyor


04 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 06 June 2025

Dünya ekonomisi, devasa bir borç yükü altında eziliyor. 2019'da 255 trilyon dolar olan küresel borç, 2025'in ilk çeyreği itibarıyla 324 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Bu durum, küresel finansal sistem için ciddi riskler oluşturuyor. Peki, bu borç sarmalı ne anlama geliyor ve gelecekte bizi neler bekliyor?

Küresel Borç Neden Arttı?

Küresel borcun artmasında en büyük etken, 2020'de başlayan küresel virüs salgını oldu. Salgın, ekonomileri durma noktasına getirirken, hükümetler ve şirketler borçlanarak ayakta kalmaya çalıştı. Salgın döneminde 50 trilyon dolarlık bir borç artışı yaşandı. Son iki yılda ise bu rakama 20 trilyon dolar daha eklendi. Bu durum, borç yükünün sürdürülebilirliği konusunda endişeleri artırıyor.

  • Salgının Ekonomik Etkileri
  • Hükümetlerin ve Şirketlerin Borçlanması
  • Düşük Büyüme Oranları

Küresel büyüme oranlarının düşük seyretmesi, borçların geri ödenmesini zorlaştırıyor. Dünya ekonomisi için öngörülen %2,8 ile %3,2 arasındaki büyüme oranları, borç servisinin yönetimi için yeterli değil. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir risk oluşturuyor.

Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Durum

Küresel borç yükünün büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerde bulunuyor. Bu ülkeler, uzun vadeli tahvillerle borçlanmaya alışkın olsalar da, jeopolitik gerginlikler nedeniyle bu tahvillere olan talep azalıyor. Bu durum, gelişmiş ülkelerin daha pahalıya borçlanmasına ve kamu bütçelerinde faiz harcamalarının artmasına neden oluyor. Bu durum sosyal devlet harcamalarını da olumsuz etkiliyor.

Gelişmekte olan ülkeler ise uluslararası derecelendirme kuruluşlarının baskısı ve artan yatırım ihtiyaçları nedeniyle daha da zor durumda. Bu ülkelerin borçlanma maliyetleri artarken, borç yükleri de katlanıyor. Birçok gelişmekte olan ülkede kamu faiz harcamalarının kamu gelirlerine oranı %50-60 seviyesinde bulunuyor. Türkiye, borç yükü ve borç servisi açısından daha avantajlı bir konumda olsa da, küresel risklerden etkilenme potansiyeli taşıyor.

Borç Sarmalının Sonuçları ve Çözüm Önerileri

Küresel borç sarmalı, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel sorunlara da yol açabilir. Borç yükü, ülkelerin yeşil enerji, dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm gibi önemli alanlara yatırım yapmasını engelleyebilir. Bu durum, sürdürülebilir bir gelecek için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Bu tehlikeli sarmaldan çıkmak için, ülkelerin ekonomide elde ettikleri tasarrufları öncelikle KOBİ'lerin ve şirketlerin küresel rekabetteki konumlarını güçlendirecek şekilde "üçüz dönüşüm"e (yeşil enerji, dijitalleşme ve teknoloji) yönlendirmeleri gerekiyor. Ayrıca, finansal istikrarı korumak için merkez bankalarının ve uluslararası yatırımcıların altın gibi güvenli limanlara yönelmesi de önemli bir strateji olabilir.

Küresel borç sarmalının yarattığı riskler, finansal piyasalarda da hissediliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke tahvillerinin değer kaybetmesi, merkez bankalarını ve finans kurumlarını olumsuz etkiliyor. Jeopolitik tehditler ve tahvil piyasalarındaki dalgalanmalar, yatırımcıları daha güvenli varlıklara yöneltiyor.