Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu'daki jeopolitik gerilimler, enerji kaynaklarının güvenliğini kritik bir konu haline getirdi. Ham petrol ve doğalgazın geçtiği deniz koridorları, karmaşık bir denklemin içine hapsolmuş durumda. Peki, enerji güvenliği ulusal güvenlik için gerçekten vazgeçilmez mi? Türkiye bu denklemde nerede duruyor?

Fosil Yakıtların Geleceği: Hayal mi, Tehlike mi?

Dünyanın önde gelen ekonomileri, kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlarla hızla vedalaşmanın "hayal" olduğunu anlamış durumda. İspanya ve Portekiz'in karanlığa gömülmesi, bu gerçeği kanıtlayan son örneklerden biri. Avrupa ve ABD'deki bazı siyasetçiler fosil yakıt karşıtı politikalar izlese de, fosil yakıtların enerji güvenliğindeki önemi yadsınamaz.

Madencilik endüstrisi aleyhtarı propagandalara rağmen, insanoğlu binlerce yıldır madenleri kullanıyor. "Net-sıfır karbon" hedefine ulaşmak için devasa miktarda bakır üretimi gerekiyor. Peki, madenciliğe karşı çıkarak, tam dijitalleşmiş ve yeşil bir dünya nasıl inşa edilecek?

• Fosil yakıtlar enerji güvenliğinde kritik rol oynuyor.
• Temiz enerjiye geçiş uzun vadeli bir hedef.
• Madencilik, yeşil dönüşüm için vazgeçilmez.

Türkiye'nin Enerji Stratejisi: Gabar ve Sakarya Hamleleri

Uluslararası Enerji Ajansı'nın raporları, enerji güvenliğinin önemini vurguluyor. Türkiye, enerji güvenliği adına Gabar ve Sakarya'daki keşiflerini artıracak. Karadeniz ve Mavi Vatan'da yerli petrol ve doğalgaz kaynakları aranmaya devam edecek. Kömür rezervleri de sonuna kadar değerlendirilecek. Gerekirse ağaçlarımızın yerini değiştirmekten çekinmeyeceğiz.

Türkiye'nin orman varlığı 2002'den bu yana artış gösterdi. Bu durum, enerji üretimi ve çevrenin korunması arasında bir denge kurulabileceğini gösteriyor.

Unutmayalım ki, enerji bağımsızlığı olmadan tam bağımsızlık olmaz!

Enerji güvenliği, Türkiye'nin ulusal güvenliği için hayati bir öneme sahip. Fosil yakıtların yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarına da yatırım yaparak, sürdürülebilir bir enerji arzı modeli oluşturmak gerekiyor. Türkiye, Gabar ve Sakarya'daki hamleleriyle enerji bağımsızlığı yolunda önemli adımlar atıyor. Ancak, bu süreçte çevrenin korunması da göz ardı edilmemeli. Türkiye, enerji üretimi ve çevre arasında bir denge kurarak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilir.