
Ekonomide Tehlike Çanları! Dünya Ekonomisi Alarm Veriyor!
Dünya Bankası'nın son raporu küresel ekonomi için alarm zillerini çalıyor! Artan ticaret savaşları ve belirsizlikler nedeniyle dünya ekonomisinin büyüme hızı, 2008 krizinden bu yana en düşük seviyeye gerileyecek. Ancak raporda Türkiye ekonomisi için dikkat çekici bir yukarı yönlü revizyon yapıldı. Peki, bu durum Türkiye için ne anlama geliyor?
Küresel Ekonomide Kara Bulutlar
Dünya Bankası, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu'nun son sayısında, küresel ekonomik büyüme tahminlerini ciddi şekilde aşağı yönlü revize etti. Rapora göre, dünya ekonomisinin büyüme hızı bu yıl, küresel resesyonlar hariç tutulduğunda, 2008'den bu yana en yavaş hızına düşecek. Bu durum, neredeyse tüm bölgeler ve gelir gruplarındaki ekonomilerin büyüme beklentilerinin düşürülmesinden kaynaklanıyor.
Raporda dikkat çeken bazı önemli noktalar:
- Küresel ekonomik büyümenin 2025'te yavaşlayarak yüzde 2,3'e gerilemesi bekleniyor.
- Gelişmekte olan ekonomilerin neredeyse yüzde 60'ında büyümenin yavaşlaması öngörülüyor.
- ABD ve Avro Bölgesi'nin büyüme tahminleri düşürüldü.
Dünya Bankası, küresel bir resesyon beklemiyor olsa da, gelecek iki yıl için yapılan tahminler gerçekleşirse, 2020'lerin ilk yedi yılında dünya ekonomisi, 1960'lardan bu yana hiçbir on yılın başında olmadığı kadar yavaş büyüyecek. Bu durum, istihdam yaratma, yoksulluğu azaltma ve gelir eşitsizliğini giderme çabalarını olumsuz etkileyebilir.
Türkiye Ekonomisi İçin Sürpriz Revizyon
Raporda Türkiye ekonomisi için ise sürpriz bir gelişme yaşandı. Dünya Bankası, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahminini yukarı yönlü revize ederek yüzde 3,1'e çıkardı. Ocak ayındaki tahminlerde bu rakam yüzde 2,6 olarak belirtilmişti.
Bu yukarı yönlü revizyonun nedenleri:
- 2024'ün dördüncü çeyreğinde beklenenden güçlü gerçekleşen büyüme
- Küresel petrol fiyatlarındaki düşüş
Raporda, Türkiye ekonomisi için öngörülen ılımlı büyümenin, sıkı para politikası, beklenen mali konsolidasyon ve küresel ekonomik aktivitedeki zayıflığın etkilerini yansıttığı belirtiliyor. Ayrıca, 2026 ve 2027'de özel tüketimin, devam eden dezenflasyonun da desteğiyle büyümenin ana itici gücü olmaya devam etmesi bekleniyor. Ancak ihracat büyümesinin, liranın reel olarak değer kazanması, Avro Bölgesi'ndeki zayıf talep ve büyük ekonomilerde ticaret politikalarına ilişkin belirsizlik nedeniyle sınırlı kalacağı öngörülüyor.
Ekonomik Belirsizlikler ve Beklentiler
Dünya ekonomisi, artan ticaret gerilimleri, jeopolitik riskler ve iklim değişikliği gibi birçok zorlukla karşı karşıya. Bu belirsizlikler, yatırım kararlarını olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. Küresel enflasyonun hala pandemi öncesi seviyelerin üzerinde seyretmesi de ayrı bir sorun teşkil ediyor.
Türkiye ekonomisi için ise, sıkı para politikası ve mali disiplin uygulamaları, enflasyonu kontrol altına alma ve ekonomik istikrarı sağlama çabaları devam ediyor. Ancak küresel ekonomideki yavaşlama ve belirsizlikler, Türkiye ekonomisi için de risk oluşturuyor. Önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin küresel ekonomideki gelişmeleri yakından takip ederek, proaktif politikalarla bu riskleri yönetmesi ve büyüme potansiyelini koruması büyük önem taşıyor.